Güzidenin Oğlu Kim Çıkacak? Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Pedagojik Bir Yolculuk Bir eğitimcinin gözünden dünyaya bakmak, insanın hem kendini hem de başkalarını anlamaya çalıştığı bir öğrenme sürecidir. Her öğrencide bir potansiyel, her soruda bir anlam arayışı vardır. “Güzidenin oğlu kim çıkacak?” sorusu da ilk bakışta bir merak cümlesi gibi görünse de, aslında öğrenmenin özünü, kimlik arayışını ve bireyin kendini keşfetme yolculuğunu sembolize eden derin bir pedagojik metafordur. Çünkü eğitim yalnızca bilgi aktarmak değil, insanın kendi anlamını bulma sürecine rehberlik etmektir. Bir Sorudan Doğan Öğrenme: “Güzidenin Oğlu Kim Çıkacak?” Her soru bir öğrenme kapısıdır. “Güzidenin oğlu kim çıkacak?” sorusu, öğrencinin öğrenme…
Yorum BırakEstetik Bilgi Köşesi Yazılar
Osmanlı’da Kamuoyu Ne Demek? Farklı Yaklaşımlarla Toplumsal Algının İzinde Kamuoyu dediğimizde bugün aklımıza hemen sosyal medya trendleri, anket sonuçları ya da halkın sesini yansıtan televizyon tartışmaları gelir. Peki, birkaç yüzyıl geriye, Osmanlı dönemine gittiğimizde “kamuoyu” ne anlama geliyordu? İşte tam bu noktada tarih, toplum, cinsiyet rolleri ve düşünce biçimleri iç içe geçiyor. Bu yazıda, hem erkeklerin daha objektif ve veri temelli bakış açılarını hem de kadınların duygusal, toplumsal etkiler odaklı yaklaşımlarını karşılaştırarak Osmanlı’daki kamuoyu kavramını birlikte keşfedeceğiz. Hazırsan, fikir alışverişine açık bu yolculuğa başlayalım. — Kamuoyu Kavramının Osmanlı’daki Temelleri Modern anlamıyla kamuoyu, halkın ortak fikir ve tutumlarının bir mesele etrafında…
Yorum BırakKıyı Balıkçılığında Hangi Olta Kullanılır? Denizin Kenarındaki Sessiz Ustalığın Hikâyesi Sabahın ilk ışıklarıyla deniz kıyısına inmek, dalgaların ritmini dinlerken oltanı hazırlamak… Kıyı balıkçılığı sadece bir hobi değil, doğayla kurulan derin bir bağdır. Bu dünyaya adım atan herkesin aklındaki ilk soru ise aynıdır: “Kıyı balıkçılığında hangi olta en uygunudur?” Bu sorunun cevabı, hem deneyimle hem de doğru bilgiyle şekillenir. Hadi, bu serüvene birlikte dalalım. — Kıyı Balıkçılığı: Sadece Balık Tutmak Değil, Bir Yaşam Tarzı Kıyı balıkçılığı, şehirden kaçışın en doğal yollarından biridir. Türkiye’nin sahil bölgelerinde her sabah, elinde olta ile deniz kenarına giden yüzlerce insanın hikâyesi başlar. Kimisi sabah serinliğinde istavrit…
Yorum BırakFotosentetik Beslenme: Işığın Felsefi Sofrasında Bir Düşünce Denemesi Işığın Bilgeliği Üzerine Filozofun bakışında doğa, yalnızca bir biyolojik mekanizma değil; anlamın, bilginin ve varlığın birbirine dokunduğu derin bir ontolojik sahnedir. Güneş ışığı, yalnızca fotonlardan ibaret değildir; o, varlığın kendisini sürdüren bir yaşam ilkesidir. Fotosentez — yani bitkilerin ışığı enerjiye dönüştürme biçimi — görünüşte biyokimyasal bir süreçtir, ancak özünde yaşamın etik, epistemolojik ve ontolojik bütünlüğünü temsil eder. Bitkinin ışığı alıp, onu şekillendirip, yaşam enerjisine dönüştürmesi; adeta bilginin ham halinden anlam üretmek gibidir. Bu, doğanın kendi felsefi eylemidir: Bilgiye açılan bir varlık olarak bitki, ışığın dilini çözer, yorumlar ve onu kendi varlığına dâhil…
Yorum BırakBaş Hekim Nasıl Yazılır? Ekonomik Bir Bakış Açısı Ekonomi, kaynakların sınırlılığına ve insanların bu kaynaklar arasında yaptıkları seçimlere dayalı bir bilim dalıdır. Her gün, küçük ve büyük kararlarla karşılaşıyoruz: hangi ürünü alacağımıza, hangi hizmeti kullanacağımıza ya da hangi işte çalışacağımıza karar verirken, her seçimin bir maliyeti ve getirisi vardır. Ancak bu seçimler sadece bireysel hayatımızı değil, toplumsal refahı da etkiler. Baş hekim gibi yönetici pozisyonlarının yazımı, tıpkı piyasa kararları gibi, belirli kurallara ve beklentilere dayanır. Peki, “baş hekim” nasıl yazılır? Bu dilsel sorunun arkasında ekonomiyle bağlantılı derin bir analiz yatıyor olabilir. Baş Hekim ve Ekonomik Seçimler Ekonomide her karar, bir…
Yorum BırakKAP Nedir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Analiz “Bilgiyi tek bir pencereden okumak bana hiç yeterli gelmez… Çünkü her kavram, farklı coğrafyalarda, farklı toplumlarda bambaşka anlamlar kazanır. KAP da bunlardan biri. Hadi gelin, hem küresel gözle hem de yerel bir bakışla bu kavramı birlikte keşfedelim.” KAP Nedir? Temel Tanım KAP (Kamuoyu Aydınlatma Platformu), Türkiye’de sermaye piyasasında faaliyet gösteren şirketlerin yatırımcıları ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla yaptıkları açıklamaların yayımlandığı resmi elektronik sistemdir. KAP’ın en temel görevi, şirketlerin mali tabloları, özel durum açıklamaları, birleşme ve devralma bilgileri gibi yatırımcılar için hayati önem taşıyan verileri şeffaf ve güvenilir biçimde paylaşmaktır. Borsa İstanbul’un bir parçası…
Yorum BırakKantar Tartı Kaç TL 300 kg? Gerçek Hayattan Örneklerle Ağırlığın Bedelini Anlamak Bir Tartının Hikâyesi: Rakamların Arkasındaki İnsanlar Kimi zaman bir sorunun cevabı sadece bir rakam değildir. “300 kg kantar tartısı kaç TL?” sorusu da tam olarak böyle. Yalnızca bir fiyat sorgusu gibi görünse de aslında bu soru, üretimden ticarete, çiftçiden nakliyeciye kadar pek çok insanın hayatına dokunan geniş bir hikâyeyi içinde barındırır. Çünkü tartı sadece ağırlığı değil, emeği, adaleti ve güveni de ölçer. Gelin bu sorunun peşine birlikte düşelim ve kantar tartısının ardındaki dünyaya yakından bakalım. Kantar Ücretlerinin Temelleri: Ağırlığın Bedeli Nasıl Belirlenir? Bir kantar tartısının fiyatı, birçok faktöre…
Yorum BırakVeblen Mallar Nelerdir? Edebiyatın Gözünden Gösterişin Estetiği Kelimelerin dünyasında her kavram bir hikâye taşır. Ekonomi bazen rakamların diliyle konuşur; ancak o rakamların ardında insanın arzuları, korkuları ve tutkuları gizlidir. Bir edebiyatçının gözünde bu arzular, bir roman karakterinin iç çatışması kadar dramatik, bir şiirin sessizliği kadar anlamlıdır. Veblen mallar kavramı da bu hikâyenin bir parçasıdır — görünüşte ekonomik, ama derininde insani bir mesele: görünür olma arzusu. Veblen Mallar: Gösterişin İktisadı, Kimliğin Hikâyesi Ekonomi literatüründe Veblen mallar, fiyatı arttıkça talebi de artan ürünleri ifade eder. Klasik iktisadın “fiyat artarsa talep azalır” kuralını tersine çeviren bu mallar, insanın rasyonel olmaktan çok sembolik bir…
Yorum BırakKamusal Alan Kavramı Kime Aittir? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Yolculuk Bir parkta oturup etrafınızı izlediğinizde, yürüyen insanlar, bisiklet süren çocuklar, sohbet eden yaşlılar ve telefonuna dalmış gençler görürsünüz. Bu farklı hayatların buluştuğu yer “kamusal alan”dır. Fakat hiç düşündünüz mü, bu alan kime aittir? Herkesin mi, devletin mi, yoksa orada daha çok yer kaplayanların mı? Bu sorunun cevabı, düşündüğünüzden daha derin ve katmanlı. Kamusal Alanın Kökeni: Evrensel Bir Kavram mı? “Kamusal alan” kavramı, modern anlamda ilk kez 18. yüzyılda Alman düşünür Jürgen Habermas tarafından tanımlandı. Habermas’a göre kamusal alan, bireylerin özgürce bir araya gelip fikir alışverişi yaptığı, tartıştığı ve toplumsal…
Yorum BırakKamikaze Hangi Savaşta? (Ve Cesaret, Toplum, Cinsiyet Rolleri Üzerine Bir Yansıma) Bazı kelimeler vardır, duyulduğunda bile içimizi titreten: “Kamikaze” onlardan biridir. Sadece bir savaş taktiği değil; inanç, fedakârlık, itaat ve aynı zamanda bir toplumun kimliğine işlenmiş bir hikâyedir. Bugün bu konuyu sadece tarih kitaplarıyla değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve adalet merceğinden inceleyelim. Çünkü “savaş” sadece cephede değil, insanın içinde de yaşanır. — Kamikaze: Tarihin Bir Dönüm Noktasında Doğan Kavram Kamikaze, Japonya’nın II. Dünya Savaşı sırasında geliştirdiği bir saldırı stratejisidir. Pilotlar, uçaklarını düşman gemilerine kasten çarparak “şanlı bir ölümü” seçerlerdi. Bu eylem, askeri stratejiden öte, kültürel bir semboldü: “Onur, vatan, görev.”…
Yorum Bırak